Zekiye Hanımın ikramları




Apartman günü: Ev sahibemiz Zekiye Abla



Bilindiği üzere başkentimiz Ankara oldukça kozmopolit bir memur kentidir. Genelde,  eşler birlikte çalışır; sabah olduğu zaman çocuklar bakıcılarına bırakılır ve herkes işinin yolunu tutar. Akşam olunca da çocuklar bakıcıdan, kreşten veya okuldan alınır ve evin yolu tutulur. İnsanlar işleriyle uğraşmaktan sosyal ilişkilere özelliklede komşuluk ilişkilerine pek vakit bulamaz. Aynı çatı altında otururlar ve birbirilerini hiç tanımazlar. Böylece  monoton bir hayat devam eder.


Apartmana ilk taşınanlar olarak birkaç arkadaş buluşup; insanlar birbirlerine yabancı olmasınlar diye aynı giriş kapısını kullandığımız komşularımızla görüşüp, tanışıp,  komşuluk ilişkilerimizi sürdürmek amacıyla apartman günü planladık. Bu, komşularımızı yakından tanımak, ilişkilerimizi sıcak tutabilmek için çok iyi bir fırsattı.


Düşündüğümüz gibi de oldu, gün sayesinde herkes birbirini tanıdı, apartman içi iyi bir dostluk, arkadaşlık kuruldu, zamanla samimiyette arttı, hatta ikili görüşmeler de, daha samimi arkadaşlıklara ilerledi.


Belki de bizim şansımıza apartmanımızda oturan komşularımız gerçekten de güvenilir, saygın insanlardı.


İşte, bunlardan biride komşum Zekiye Hanım.


Zekiye Hanım şahsına münhasır kişiliğe sahip bir abla. Oldukça da titiz,becerikli,on parmağında on marifet, gülüşü ve neşesi  bulaşıcı, ortama girince ilginç hikayeler ve fıkralar anlatarak havayı değiştirme yeteneğine sahip, becerikli, değişik alanlarda hayal gücü bazlı (özellikle ev dizaynında) yetenekleri olan hoş bir kişilik.


Dün gece apartman günü Zekiye Hanım idi, yukarıda bahsettiğimin aksine, Zekiye Abla’nın mutsuz, neşesiz ve oldukça durgun bir görüntüsü vardı, makyajına  bile bildiğimiz özeni göstermemişti. Oysa Zekiye Abla böyle ortamlarda devamlı bakımlı ve çok şıktır.


 İlk önce ne olduğunu anlayamamıştım. Bir yakınının vefatını duymuştum ama bunun çok yakın olduğu, elim bir hastalığa yakalanan, genç yaştaki teyzesinin kızı yani kuzeni olduğunu orada konuşmalar sırasında öğrendim. Bize kuzenin son anlarını ve geride kalan küçük çocuklarının durumunu anlatınca hepimiz çok hüzünlendik.


Hatta bir arkadaşımız o kadar etkilendi ki kendini tutamayıp uzun uzun içten içten ağladı.

Zekiye Abla kuzeninin İnancı kuvvetli mütedeyyin bir insan olduğunu söyleyince bir nebze olsun acımız hafifledi, hamd ettik. Bizde kendisi için Allah’tan rahmet diledik.


Tabii ki muhasebe hemen başladı ve belki de bu yüzden hüzünlendik. Ölümün ne kadar da yakın olduğunu düşünmeyi, dünyanın aldatıcı güzelliklerine takılıp hep öteleriz. Oysa biliyoruz ki bu ne büyük bir gaflet, düşünsek de  düşünmesek de bu kaçınılmaz olaylar hiçbir aşaması eksik kalmaksızın yaşanacaktı.


Bunun üzerine birde Mavi Marmara’da bulunan dayısının başına gelenleri, İsrail askerlerinin, kahraman insanlarımıza davranışlarını anlatınca üzüntümüz bir kat daha arttı.


Belkide ilk defa hem muhabbet, hem hüzün, hem de çokça bir hüzün hepimizi sardı. O atmosfer altında tefekkür ve dualarla toplantı sona erdi.


Her şeye rağmen hayat devam ediyor.




Zekiye Ablanın o sıkıntılar içinde bizler için yaptığı menü;


Bezelye tavası

Mantarlı kıymalı börek

Mercimek köfte

Tırnaklı pide

Mısır gevrekli kurabiye

Kadayıflı muhallebi




Get Adobe Flash player



Uygulama: 15.06.2010