
Gülten arkadaşımızda ikindi çayı
Sevgili Gülten’le arkadaşlığımız çok da uzun bir zamana dayanmamasına rağmen, bakımlı, özenli ve oldukça nazik hali hemen dikkatimi çekmedi değil, belli ki görgülü bir ailede yetişmiş. Birde benim ona yaklaşmama en etkili olan etkenlerden biri de gelinimize çok benziyor olması sanırım, aileden biri gibi yani.
Aynı zamanda bizimle birlikte evde misafir olan kayınvalidesine saygılı ve samimi davranışı, görümcesinin arkadaşımıza olan gayet içten sevgisi ve iltifatları, ailede sevilen bir gelin imajını verince; bu zamanda aranan, aranan, pek bulunmayan, gülümsemelere , mutluluklara gölge eden aileler içindeki karanlık tabloların, kara bulutların ardından, gelin kayınvalide görümce ilişkilerinde yeni jenerasyona nazire eden sevgileri ve samimiyetleri oldukça dikkat çekiciydi.
Sofrasından da anlaşıldığı üzere becerikli bir arkadaşım. Galiba bu konuda kendimi şanslı addetmem lazım. Her gittiğim davetten mest olarak geri dönüyorum, arkadaşlarım maşaallah hepsi marifetli. TV’ lerde ustalar tarafından yapılan yemek programlarına bakılacak olursa, her ne kadar ev hanımları profesyonel olarak bu işin eğitimini almamış olsalarda, yemek pişirmenin temel tekniklerini öğrenmemiş olsalarda, en basitinden bir sebze doğrarken bile bıçak nasıl tutulur bilmemiş olsalarda, yemek yapılırken kullanılan ölçüler el yordamıyla veya göz kararıyla olsada, sıcak bir yuvada sevgiyle pişirilen yemeğin tadı, en usta şeflerin karşısında bile her zaman rakipsizdir bence.
Düzenle ve özenle hazırlanmış sofralar, birbirinden leziz master chef’lere bile taş çıkartacak menüler, hem dünya mutfaklarından hem bizim alışkın olduğumuz Anadolu mutfağından yani bizim mutfağımızdan bazen bilinmiş bazen hiç duymadığımız ilk defa tadına baktığımız yöresel lezzetler en lezzetli bir şekilde yapılmış ve sunuma hazırlanmış arkadaşlarımın sofralarında.
Bunda bir etken de Ankara gibi bir memur şehrinde bulunup, hemen hemen her birimizin dışardan yani Anadolu’nun muhtelif şehirlerinden gelmiş olmamız ve kendi yöremize ait lezzetleri buralara taşımamız.
Gelelim masamıza; masamızın en popüleri sanırım, o çekici renklerin ahengiyle gözleri hemen üzerine çeken karışık salata, ikincisi ise herkesin yapabilmesi mümkün olmayan, beceri ve tecrübe isteyen içli köfte.
Gülten arkadaşım, içli köfteyi ilk defa deniyorum ve tarif üzerine yaptım demesiyle bizi şaşırttı doğrusu, köftelerin dış kısmı gayet ince, iç kıymalı sos karışımı gayet lezzetli, birde hepsinin aynı ölçüde ufak ufak ve muntazam olması, sıcak olarak servis yapmaya özellikle dikkat etmesi takdir edilecek bir davranış.
Görür görmez midye böreği mi diye düşündüğüm, fakat kendisinin kayınvalidesinden öğrenmiş olduğu tandır böreği tarifini uyarladığını, fakat kayınvalidesi gibi yapamadığını, farklı bir lezzetin ortaya çıktığını, kayınvalidesi bile kendi tarifini tanımadığı böreğin ne böreği olduğunu sorması hepimizi tebessüm ettirdi. Yani kendi yorumuyla börekte sınıfta kaldı. Ama benim ve arkadaşlarımın yorumu gayet müsbetti.
Yuva sıcaklığında yapılan yemekler,
muhabbetli, duygusal, kardeşlik, arkadaşlık ortamında yenildiklerinde,
sadece yemeklerden ve lezzetlerinden ibaret olmayan
unutulmaz bir damak tadı ortaya çıkarıyorlar
diye düşünmeden edemiyorum bazen...
Menü’de:
İçli köfte
Karışık salata
Tandır böreği
Ezme
Uygulama: 12.05.2011
|